Gastronomi Turizmi ve Ülkelerin Mutfak Tanıtımı
Aylin Öney- Yaz mevsimi gelince turizm sektöründe hareketlenme başlıyor. Turizmle birlikte yeme içme sektörü de canlanıyor. Artık insanlar, tatil tercihlerini deniz-güneş-kumun ötesine taşıyarak yeni lezzetler keşfetme ve farklı tatlar deneme eğilimindeler. Gastronomi turizmi giderek önem kazanırken, pek çok ülke kendi mutfak kültürünü tanıtmaya odaklanıyor. Bu noktada ülkelerin izlediği yol farklılıklar gösterebiliyor.
Bazı ülkeler uluslararası yayınlar ve televizyon programlarıyla mutfaklarının tanınabilirliğini artırmaya çalışıyor. Örneğin, son zamanlarda Gürcistan’ın ünlü İngiliz şef ve televizyon programcısı Jamie Oliver’a 750 bin dolar ödediği konuşuluyor. Benzer şekilde, Türk Hava Yolları da dünya genelinde yayınlanan reklamlarıyla Türkiye’nin cazip bir turizm destinasyonu olduğunu vurguluyor.
Diğer ülkeler ise gastronomi konferansları, şef buluşmaları ve etkinlikler düzenleyerek mutfaklarını tanıtmayı hedefliyor. İspanya’da Bask bölgesinde uzun yıllardır düzenlenen Gastronomika ve başkent Madrid’deki Füzyon etkinlikleri bu alanda öne çıkan etkinlikler arasında yer alıyor. Türkiye’de ise bu yıl 10. yılını kutlayacak olan Gastromasa etkinliği, dünyanın önde gelen şeflerini bir araya getirerek Türk mutfağını tanıtma fırsatı sunuyor.
Ünlü Şeflerin Etkisi
Bazı ülkeler ise tanınmış şeflerine destek vererek onların uluslararası alanda ün kazanmalarını sağlıyor. Bu sayede dünya çapında tanınan şeflerin bulunduğu yerler, gastronomi haritasında önemli bir konuma yükseliyor. Örneğin, Slovenya’da diplomat olması beklenirken eşinin ailesinin lokantasında işe başlayan Ana Ros gibi başarı hikayeleri mevcut. Benzer şekilde Danimarka’da Noma restoranı ile ünlenen Rene Redzepi, devlet desteğiyle genç şefler arasında önemli bir figür haline geldi. İspanya’da ise Ferran Adria’nın liderliğindeki El Bulli restoranı tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başardı.