Cömertliğin beyni bulundu: Bu bölge zarar gördüğünde bencilleşiyoruz

Cömertlik ve Beynin Sosyal Etkisi

Bazı insanlar neden daha cömertken, bazıları yardım etmekte zorlanıyor? Almanya’daki Düsseldorf Üniversitesi’nde yürütülen ve Güney Afrika, Hollanda ile İsviçre’den bilim insanlarının da katkı sunduğu uluslararası bir araştırma, bu evrensel soruya nörobilimsel bir yanıt verdi.

Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri (PNAS) dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, cömertlik ve empati gibi sosyal davranışlarımızı yönlendiren ana bölge, beynin bazolateral amigdala adlı yapısı. Duygusal düzenlemeden sorumlu olan bu bölgenin hasar görmesi, bireylerin özellikle yabancılara karşı daha bencil davranmasına yol açıyor.

Cömertlik sinyali bu bölgeden geliyor

Araştırmacılar, nadir görülen bir genetik bozukluk olan Urbach-Wiethe hastalığına sahip bireyler üzerinde çalıştı. Bu hastalık, bazolateral amigdalayı etkiliyor ancak beynin diğer bölgelerini sağlam bırakıyor. Dünyada yalnızca 150 civarında vakanın bilindiği bu hastalık, Güney Afrika’nın Namaqualand bölgesinde yoğun şekilde görülüyor.

Bu kişilerin sosyal karar alma becerilerini değerlendirmek amacıyla araştırmacılar, “diktatör oyunu” adı verilen bir ekonomik deney uyguladı. Katılımcılardan, sahip oldukları parayı akrabalarına, tanıdıklarına, komşularına ya da yabancılara paylaştırmaları istendi.

Sonuçlar dikkat çekiciydi: Urbach-Wiethe hastalığına sahip bireyler, ailelerine ve yakınlarına karşı sağlıklı bireyler kadar cömert davranırken; yabancılara karşı bariz bir şekilde daha az paylaşımcıydı.

Bazolateral amigdala: Beynin sosyal düzenleyicisi

Çalışmanın başyazarı Dr. Luca M. Lüpken, bulguların bazolateral amigdalanın sosyal ilişkilerde önemli bir rol oynadığını ortaya koyduğunu belirtiyor. Lüpken, “Amigdala kişiyi doğrudan cömert ya da bencil yapmaz” diyerek şöyle devam ediyor:

“Karşımızdaki kişinin kim olduğuna göre, ne zaman ve ne ölçüde sosyal jestler yapacağımızı belirler. Bu yapı olmadan insanlar yalnızca güçlü duygusal bağları olan kişilere karşı cömert davranabiliyor.”

Yani beynin bu küçük bölgesi, ilişkilerimizdeki yakınlık düzeyine göre cömertlik seviyemizi ayarlayan bir “sosyal filtre” gibi işliyor.

Beyindeki minicik bir alan, büyük sosyal etkiler

Bu araştırma, beyin yapılarının sosyal davranışlar üzerindeki etkisini net biçimde gözler önüne seriyor. Empati, paylaşım ve fedakarlık gibi değerlerin yalnızca karakter meselesi değil, nörolojik bir temele dayandığını gösteriyor. Özetle, cömertliğimizin kaynağı sadece kalbimiz değil; amigdalamız da bu denklemin bir parçası.

Related Posts

Bilirkişilik Eğitimleri Başladı

Bilirkişilik eğitimlerinin başladığını duyuran Türk Tabipler Birliği, web sitesinden yaptığı açıklamada detayları aktardı. 

Tıp dünyasında bir devrim: Amerika’dan Angola’daki hastayı ameliyat etti!

Üroloji uzmanı Dr. Vipul Patel, Angola’daki bir hastayı ABD’den robotik cerrahiyle ameliyat ederek tıp tarihine geçti. Prostat kanseri hastası Fernando da Silva, uzaktan gerçekleştirilen bu operasyonla tümöründen kurtuldu.

Kene Kaynaklı Hastalıklar Nelerdir?

Kene kaynaklı hastalıklar hakkında açıklama yapan uzmanlar, kenenin yol açtığı hastalıkların artmaya başladığını söyledi. 

‘Karpuzu peynirle tüketerek kan şekerini dengelemek mümkün’

Yaz aylarının vazgeçilmezi karpuzun sağlıklı tüketilmesi için önerilerde bulunan Diyetisyen Gökçenur Kahraman, “Yazın ferahlatıcı meyvelerinden karpuzun büyük bir kısmı sudan oluşur ancak glisemik indeksi yüksektir. Ana öğünlerden 1-2 saat sonra yanında bir avuç badem veya birkaç cevizle birlikte tüketilebilir. Karpuzun yanına beyaz peynir eklenerek kan şekeri dengesi daha iyi korunabilir. Tokluk süresi uzayabilir. Karpuzu nane, limon, yoğurt gibi malzemelerle karıştırarak sağlıklı smoothieler yapabilirsiniz. Roka, beyaz peynir, zeytinyağı ile yaz salataları hazırlayabilirsiniz” dedi.

Bakan Memişoğlu’ndan canlı yayında önemli açıklamalar: Şu ana kadar 3 milyon insanı tarttık

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, TRT Haber’de gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Memişoğlu yaptığı açıklamada “Şu ana kadar 3 milyon insanı tarttık ve boyunu ölçtük. Yüzde 35’i fazla kilolu. Biz şu anda dünyanın en üst seviyesindeyiz kilo anlamında. Yüzde 27’si obez bir de. Yani toplam yüzde 52-55 bandında insanlarımız istediğimiz kiloda değil. O nedenle biz bu kiloyu insanların sağlığı için istiyoruz” dedi.

Egzersiz, kanserin tekrarlamasını önlemede ‘ilaçlardan daha etkili’ olabilir

Yeni bir araştırma, egzersizin kanserin tekrarlamasını önlemede ‘ilaçlardan daha etkili’ olabileceğini gösterdi.